15 Ağustos 2013 Perşembe

Mısır Katliamı Üzerine

Mısır'daki katliamın görüntüleri, resimleri yayınlanmaya devam ettikçe durumun vehametinin daha da içler acısı hal aldığını görmeye devam ediyoruz maalesef. Bir yandan yüreğim paralanırken bir yandan da ezbere konuşan şu "direniş var, direniş" var" safsatasını sürdürenlere bu neyin kafası demeye devam ediyorum. Olay hükümeti devirmekmiş ya. Siz bu saçma direnişle hükümeti devireceksiniz ya. Milli iradeye saygı duymamak için sığınılan bahaneniz de var :

Adolf Hitler'de 1930'larda  yüzde 40'la iktidar olmuştu (bazıları uçmuş bunu yüzde 90 sanıyor işte). 

Bundan dolayı da azınlık olmaktan gurur duyanlar varmış. Burada iktidara oy vermediğini kastediyor arkadaş. Öncelikle gurur duyduğu o azınlıktaki yüzde 10'luk bilgi yanlışını düzeltmeli bu arkadaş. Sonra Mustafa Akaydın (2009 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Antalya Büyükşehir Belediyesi başkanlığına seçildi) ile aynı hataya düşmeyesin ( Bknz :http://yenisafak.com.tr/politika-haber/hitler-kadar-oy-aldi-03.04.2009-178613). Başkası yüzde 40'la seçilirse tü kaka, kendi seçilirse ne âlâ. Bir de olayın şu boyutu da var. Azınlık olmaktan gurur duyan arkadaşlar içinde sosyalist görüşlü olanlara Adolf Hitler ile ilgili şu hatırlatmayı yapmakta fayda var :

1919 senesinde Alman İşçi Partisi’ne (Deutsche Arbeiterpartei; DAP) üye olmasıyla başlayan politik yaşamı, bu partinin 1920 senesinde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi′ne (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei; NSDAP) dönüşmesiyle devam etti ve 1921 senesinde ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin lideri oldu - anladın sen onu.
"Not: Azınlık olmanın benim için sakıncası yok, yapılan benzetme için sadece azınlık kelimesini vurguluyorum"

Bu başlıkta bunlardan neden mi bahsediyorum. Mısır halkı Mursi'yi seçti. Çoğunluk, yani milli irade. Ama milli iradeyi beğenmeyenler darbe yaptı. İşte ben de kendi ile gurur duyan bu azınlığı Mısır darbecilerine benzetmeliyim o zaman.  Ülkemizde çıkarılmak istenen ayaklanmaların amacı bugün Türkiye'yi bir Mısır ya da Suriye yapmak istemek. Faturası daha Meksikalardan ödenen pizzalarınızı yemeye devam edin o eylemlerde. İçinize Türkiye vatandaşı dahi olmayan parayla tutulmuş adamları almaya devam edin. Teröristlerin bayraklarını göre göre o eylemlere destek vermeye devam edin. Olayın gezi parkı olmadığını kabul edip hükümete karşı olduğunuzu açık açık söylüyorsunuz sonra da sıkışınca tekrar gezi parkındaki ağaçları savunduğunuz ezberini savunmaya da devam edin. Ezbere konuşmayı, temelsiz bilgileri okumaya devam ederken bu ülkenin kaç darbe gördüğünü ve bu darbelerde kaç tane masumun idam ediliğini hatırla önce. O zamanlarda gaza gelen topluluk senin gibi düşünüyordu. Hiç boşuna uğraşma arkadaşım. Ülkede kaos çıkarılmak istendiğinde bir darbe ve cunta yönetimi devreye sokulur ve bu şekilde senin ananı ağlatırlar. Senin beğenmediğin o milli irade bugün senin gibi gaza gelmedi. İnsanlar artık böyle oyunlara gelmiyor. Dört dörtlük bir hükümetimiz yok. Bu dediğin dünyanın hiçbir yerinde yok. Ama köstek olmaya çalışman bu hataları düzeltmez. Biz Mısır ve Suriye halkı için üzülüyoruz. Sen de üzülüyorsundur. Ama sen hâlâ bazı şeyleri görmek istemiyorsun. Bu kadar lafın içinden sen olmadık şeyleri seç, diğerlerini görmezden gelmeye devam et yine. Aferin sana. İnsanlar namaz kılıp, oruç tuttukları için ya da baş örtüsü taktıkları için fişlenirken aklın nerede idi? İşte senin desteklediklerin, insanları dinancı yüzünden mahkemelere az şikayet etmedi. Az ağlatmadı anamı, babamı, kız kardeşimi. Bak şimdi ne yapıyor sizin azınlıklarınız : 

(Uzun uzun okumaktan sıkılıyorsan burada sana dikkat etmen gereken paragrafı kopyala yapıştır yapayım:

"...düzenlenen iftar yemeğinde konuşmuş Kılıçdaroğlu... Mütedeyyin insanlarla CHP arasındaki kopukluktan bahsetmiş, "Biz onlara öcü gibi baktık. Daha yeni yeni birbirimizi tanımaya başladık" demiş.

Bakın başka neler demiş:

"Bu sorun yıllar önce çözülüp, başörtülü öğrenciler üniversiteye girmeliydi." demiş.

"Türkiye bu konu halledilemediği için uzun yıllar boşa efor sarf etti" demiş...

"Niye başörtülü kızlarımız üniversite okumasın. Bakın şimdi çözüldü ve sıkıntı yok" da demiş...

Göz ayarlarınızla oynamayın!  

Bu sözlerin sahibi gerçekten, ama gerçekten CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu...
Başörtüsü zulmünün her evresini önce insan, sonra gazeteci kimliğiyle yaşamış bir birey olarak, ızdırap içinde okudum bu sözleri.

Bireysel cevabımı da izin verirseniz alt alta sıralayacağım. 

Sıralayacağım çünkü, bir siyasi parti liderinin toplumun gözünün içine baka baka onları aptal yerine koymasına gönlüm razı gelmiyor.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu...

"Bu sorun yıllar önce çözülüp, başörtülü öğrenciler üniversiteye girmeliydi."
 diyorsunuz.. 

Haklısınız!

Lakin unuttuğunuz bir şey var. Bu yasak sizin siyaset yaptığınız dönemde kaldırıldı. Ancak sizin mensubu bulunduğunuz partiden bir isim, bu yasak kaldırılır kaldırılmaz Anayasa Mahkemesi'ne bizzat giderek itiraz etti. İtiraz kabul edildi ve tekrar yasak başladı. 

Siz tanımazsınız, belki hatırlamazsınız diye itiraz dilekçesini veren CHP'li milletvekilinin adını söyleyeyim. 

Kemal Kılıçdaroğlu'ydu efendim!...
***
Şu eğitim görsün, bu görmesin, şu çalışsın para kazansın, bu çalışmasın aç kalsın. Buna siz karar veremezsiniz. Taksim'deki esnafın da anasını ağlattınız. İnsanlar evlerine ekmek parası götüremedi. Bunları görmezden gelmeye devam et. Kendini haklı görmeye de devam et. Sana ne desem kendini haklı göreceksin. Fikrini değiştirmek gibi bir düşüncem de yok. Biz bu ülkenin Mısır gibi olmasına izin vermeyeceğiz. Sen insanları ister cahil gör, ister nazilere benzet, ister örümcek beyinli de. Farklı siyasi görüşe sahip olan insanlar demokratik açılımı da destekliyor, milli irade ye de saygı duyuyor. 

Blogta ilk defa siyaset yapıyorum ama onun bunun yazdığına cevap vermektense buradan toptan yazmış olayım cevaplarımı. Sen bu yazıda olmadık yerlere takılmaya devam et. Çoğu şeyi de görmezden gelmeye devam et. Bahanen var nasılsa. 

Ayrıca açık açık sunu da belirteyim. Bu yazıya gelen yorumları olumlu ya da olumsuz yayınlamayacağım. Çünkü bu siyasi içerikli bir blog değil ancak, çok doldum. Başkalarına kendimi sempatik göstermek adına da rengimi saklayacak değilim.