15 Temmuz 2012 Pazar

Ortaya Karışık

Oldukça zaman geçmiş son yazımdan bu yana. Ortalarda olmadığım bu süreci kapamak için aklıma gelenlerden ortaya karışık bir şeyler yazacağım...



Bir kedimiz oldu. Adı lokum. Siyam kedisi almaya niyetli idik ancak fiyatı çok yüksek geldi (Siyam'a niyet tekire kısmet). Aslında o gün ikinci kez mağazaya dönüp almaya karar verdiğimizde de dükkan sahibinin gereksiz kaba hareketleri yüzünden vazgeçtik. Üç tane yavrucuğu kafese tıkmış, bir kaç ay sonra o zavallılar kafese de sığamayacaklar. Yavrulardan bir tanesi patisini uzatmasa ya da ablamı arkadan o sevimli pati ile dürtmese idi ikinciye dönmezdik ancak satıcıya gerçekten çok kızdık, hayvanlara da üzüldük. Burada hayvan barınağı olmadığı için bir veterinere gidip yavru kedisini vermek isteyen birisi var mı diye sordum ve tuvalet eğitimi olan iki aylık lokumu sahiplenmiş olduk. İlk geldiği gün yabancılık çekse de akşamına alışmıştı. Bu sıcaklarda o sıcak biz sıcağız ama gelip kucakta yatıyor deli. Sırnaşık ancak kendi keyfi olduğunda sevdiriyor. Lokum ismini ablam koydu. Sürekli manyak şaşkın diye sesleniyordum bana kalsa :P Dün çekyatın içine sıkışıyordu. Çekyatı açtığımda başka odada idi. Çekyatı kapatmaya çalışırken tam kapanmadığını fark ettim. Bir baktım önümde bir kuyruk sallanıyor. Sesini de çıkarmıyor, keyfi yerinde şapşiğin. Sevgili Berre'ninkilerden farklı olarak bizimki namaz kılanların ya ayaklarını yalamaya kalkıyor ya da secdeye yakın yerde durup onu izliyor. Biraz deli. Kalemtraş yemeğe çaışıyor arada.





Tivibu'nun reklam müziğini bilirsiniz. Şimdi o müziğin fonda çaldığını düşünün yalnız sözler şu şekilde olacak:

- Deli bu deli buuğuuuuuuuuu

Kedimiz biraz deli evet.

Kalemtraştan sıkıldım biraz da bilgisayarla oynayacağım ben

Ne zamandır aklımda olan diğer bir konu ise sayfamın bazı ziyaretçileri ile ilgili. Bahsettiğim konularla ilgili olarak "Manga çizmek için uygun kalem ve silgi nasıl olmalı" ya da "Harvard'a girmek" adlı anahtar kelimeleri anlıyorum. Zeytin aşısı nasıl yapılır diye aratanlar için özür diliyorum bu arada. Bizim zeytinimiz bitki değil maaleef :) Ancak "Koreli erkekler" ve "Koreli erkekler nasıldır" şeklinde bir arama ile sayfamı ziyaret edip hayal kırıklığına uğrayanlara üzülüyorum. Allah(cc) akıl fikir versin diyorum sadece. Beni rahatsız eden o malum  konuya hiç girmeyeceğim. Anlayan anlamıştır. 


Havalar çok sıcak bildiğiniz üzere. Çok şükür ki sıcak diyorum. Allah(cc) çiftçilere hayırlı mahsul almalarını nasip etsin. Kışın soğuktan yazın sıcaktan şikayet etmek yerine bunların olması gerektiğini düşünürüm. Bir de yaklaşan Ramazan vesilesi ile de umarım yazımız çok çok daha güzel geçecek. Ramazan havasının kokusunu almaya başladım gibi sanırsam galiba. Bu galibayı da kuzenimin kızından öğrendim. 2 yaşında ve cümle içinde ( daha doğrusu sonunda) galibayı kullanmayı çok seviyor. "Düştüm galiba". Komşunun köpeğine bakmaya çalışırken yere düştü azıcık, arkasından da bu cümleyi kurdu. Gerekli gereksiz seviyor galibayı kullanmayı. O günden beri biz de cümle sonlarına galiba getiriyoruz espirisine (=


Son olarakta uzun zamandır paylaşmadığım random başlığımı unutmadığımı belirterek bugün çok güldüğüm şu fotoyu paylaşıyorum sizlerle :



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder